Birçok kişi karar alır ancak çok azı kararında sebat edip hedeflerine, hayallerine ulaşır…

Vizyon, bir hayalin kağıda dökülmüş halidir. O hayale ulaşmak için önemli bir yol kat etmek, çabalamak, çalışmak ve sebat etmek gerekir. İnandığımız bir vizyon ortaya koymalıyız. Konfor, insanı çürütür. 

Alışagelmiş dışında bir dünya ile karşı karşıyayız. İklim değişikliği; göçleri, savaş stratejilerini, şehir yönetimini, sağlık sektörünü, ticareti ve daha nice sektörleri farklı bir boyuta taşımaktadır. 

Bu değişime ayak uydurmak hatta bir adım öne geçmek mümkün müdür? Türkiye’de son 20 yılda teknolojik anlamda yapılanlar ve yaşanılanlar bu değişime ayak uydurduğumuzun kanıtı. Artık bir adım öne geçmemiz gerekiyor.

Şehir yönetmek;

Kültür, tarih, tasarım, estetik, yollar, trafik ışıkları, sokaklar, caddeler, yer altı, yer üstü gibi multidisipliner bir yaklaşımdır şehirler. Bir taraftan dijital dünyaya akıllı şehir kavramına ayak uydurmak; diğer taraftan kültüre, tarihe zarar vermeden geçmişi korumak. Her ikisini de yapmamız gerektiği aşikar. ’’Mehter takımı iki ileri bir geri gitmez. İki ileri gider, bir sağa, bir sola bakar, sonra devam eder.’’ Şehirleşme çalışmalarımızda da iki ileri gidildikten sonra etrafa bakmak durumu değerlendirmek sonra tekrar ileri gitmek gerekir.

Akıllı şehir özetle teknolojiyi araç olarak kullanan, yaşanabilirliği, inovasyonu, sürdürülebilirliği odak yapan bir yönetim şeklidir. 

Su;

Hayatın devam etmesi suya bağlıdır. Bütün canlıların esasıdır. Yağışların azaldığı günümüzde su tasarrufu yapmamaya devam edersek 2030 yılında su fakiri bir ülke olacağız. Yer altı sularının azaldığı, barajların kritik seviyelere ulaştığı gerçeği ile her bireyin su tasarrufu konusunda bilinçli hareket etmesi gerekir. 

’’Şehri inşa edenlere bir yeni aktör eklendi: Teknoloji’’  Carlo Ratti 

’’Teknoloji ne iyi ne kötü ne de nötrdür.’’ Melvin Kranzberg